sahne korkusu
Per, 04/04/2024 - 15:23 tarihinde admin tarafından gönderildi

 

Sahne/sunum yapma korkusu pek çoğumuzun aşina olduğu bir korkudur. Bazılarımızın daha sunum günü gelmeden günler öncesinde uykusuz gecelere sürükleyen, bazılarımızı da sunuma son dakikalar kala içine bir kurt gibi düşen sahne korkusu çoğu kişinin okul yıllarının korkulu rüyası olmuştur. Farklı araştırmalar insanlarda sunum korkusu ve ölüm korkusunun eşit derecelerde olduğunu hatta bazı durumlarda bu korkunun ölüm korkusundan daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu şekilde düşünüldüğünde aslında bu durumun insanlar için okul çağından itibaren ne kadar zorlayıcı bir durum olduğunu anlayabiliriz. Her kişinin sunum yapmaya, sahneye çıkmaya karşı verdiği duygusal tepki farklı seviyede olabilir ama insanların çoğunluğunun bu konu hakkında zorlandığını söylemek yanlış olmaz.

Sahne korkumuzun genel olarak dayanağı başka insanların bizi eleştireceği, yargılayacağı, alay edeceği ve ya küçümseyeceği gibi düşünceler olabilir. Hatta geçmişimizde böyle bir olay başımıza geldi ise o zaman bu korkumuzun sağlam bir dayanağı da var demektir bizim için. Bazılarımız belki bu korku sebebi ile sunum ve sahneden çok uzak meslekler seçmiş olabilir. Bazıları ise çalıştıkları şirkette gerçekleştirmeleri gereken birkaç ayda bir olan sunumlar sebebi ile bu korkuyu zaman zaman hala yaşıyor olabilir. Ancak bu korkuya sahip olmamız bunun ömür boyu bu şekilde gideceği, her sahneye çıkışımızda aynı derecede korku ve kaygı hissedeceğimiz anlamına gelmez. Bu korku ile baş etmek için şu adımlar bize yardımcı olabilir: sunacağımız konuya hazırlık, alıştırma, sunumla ilgili rahatsız edici düşüncelerin farkına varma ve destek alma.

Öncelikle sunacağımız konuya ne kadar iyi hazırlık yaparsak ve konuya ne kadar hâkim olduğumuzu düşünürsek, sunumda da rahatlık seviyemiz artacaktır ve herhangi bir aksaklık, kopma durumunda çok daha rahat bir şekilde sunumu olduğu yerden devam ettirebiliriz. Bunun için sunacağımız konuyla ilgili yeterli araştırma yapmak, farklı kaynaklardan yararlanmak ve sunumla ilgili gelebilecek soruları düşünüp onlarla ilgili kısa da olsa bir çalışma yapmak yararlı olacaktır.

Sunumumuzu hazırladıktan sonra alıştırma yapmamızda oldukça önemlidir. Sunumumuz ne kadar ilgi çekici ve faydalı bilgi içeriyor olsa da bunu akıcı bir şekilde aktarmakta aynı derecede gereklidir. Bunun için de sunum bittikten sonra sunumu kendi başımıza sunmayı deneyerek veya arkadaş ve ailemizden rica edip onlara sunmak hem bizim sunum korkumuzu daha güvenli hissettiğimiz bir ortamda üzerine gitme fırsatı verecektir hem de birkaç alıştırma ile kaygı/korku seviyemiz azalacaktır. Etrafta kimse yok ise kendimizi videoya almak, izleyip burada geliştirmemiz gereken yerlere bakmak da faydalı olabilir. Bu şekilde asıl sunum sırası geldiğinde hem bilişsel hem de duygusal olarak çok daha hazırlıklı hissedebiliriz.

Sunum ile ilgili yoğun korku duymamızın belirli düşüncelerimiz ile ilişkisi olabilir. Bunlar “Eğer hata yaparsam herkes benimle dalga geçer”, “Sahneye çıkınca herkes bana gülecek”, “Eğer gelen bir soruya cevap veremezsem insanlar benim yetersiz olduğumu düşünecek.” gibi düşünceler olabilir. Bu düşüncelerin de ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulamak bize bu durumda yararlı olabilir. Bunun için sunum yapanın biz değil başkası olduğu bir durumda, örneğin sahnedeki bir kişinin gerçekten sunum sırasında hata yaptığı bir durumda bizim tepkilerimizin ne olacağını düşünmek bu düşüncelerimizin ne kadar gerçekçi olduğunu ayırt etmede bize yardımcı olabilir.

Son olarak eğer sunum korkumuz ile tek başımıza baş etmekte zorlanıyorsak bu durumda başkalarından yardım alabiliriz. Bu konuyla ilgili topluluk içinde konuşma yapmaya yardımcı gruplara katılabilir, bu korkusunu bir şekilde aşmış insanlar ile iletişime geçip onlardan bilgi alabilir veya psikologlar gibi bu korkular ile baş etme konusunda eğitim almış ruh sağlığı uzmanlarından destek alabiliriz. Sunum korkusuna sahip olmamız bu durumdan ömür boyu korkup kaçınmamız gerektiği anlamına gelmez. Bu korkuya toplumun çoğunluğunun sahip olduğunu bilmeli ve bunu aşabilmemiz için pek çok yöntem olduğunu unutmamalıyız!

Klinik Psikolog Hazım Tevfik Katırcıoğlu 

[email protected]