GÜVENLİ BAĞLANMA
Pa, 05/16/2021 - 14:10 tarihinde admin tarafından gönderildi

 

SAĞLIKLI-GÜVENLİ BAĞLANMA İÇİN ÇOCUĞUN İHTİYAÇLARI

        Yaşamımızın erken dönemlerinde şekillenen bağlanma biçimimiz, geri kalan hayatımızda diğer insanlarla kuracağımız ilişkilerimizin yansıması olarak karşımıza çıkar. Eğer çocukluk dönemimizde sağlıklı ve güvenli bir bağlanma gerçekleşmişse, kuracağımız ilişkilerde o doğrultuda gerçekleşir (Kesebir, Kavzoğlu, & Üstündağ, 2011). Boyutsal ve kategorik analizlerde, güvenli bağlanma olduğunda sağlıklı işlevsellikle pozitif ilişkili, diğer yandan kişilik patolojileri ile negatif ilişkili olduğu görülmüştür. Dağınık/çözülmemiş bağlanma ise birçok kişilik patolojisinde kendisini göstermiştir. Kaygılı/ikircikli bağlanma, bireyin uzaklaşmasıyla, içselleştirmesiyle ve de içe kapanıklık ölçütleriyle anlamlı bir ilişki eğilimindedir (Nakash-Eisikovits, Dutra, & Westen, 2002). 

 Nedir Sağlıklı-Güvenli Bağlanma?

        Bu soruya cevap olarak Balbernie (2013) araştırması güvenli bağlanmayı; çocuğa ebeveynleri tarafından hassas ve uygun açıklıkta davranmasıyla inşa edilebileceği ve bu da çocuğun ileriki yaşantısında birçok avantaj sağlayacağını ileriye sürmüştür. Diğer yandan, kötü davranım sonucu gerçekleşen güvensiz bağlanma, çocuğun ileriki yaşantısında büyük oranda anti sosyal davranışlar sergileyebilme riskini arttırır, ayrıca çocukta önemli oranda duygusal ve zihinsel sağlık zorlukları olarak karşımıza çıkar.  Yani, sağlıklı ve güvenli bağlanma her bireyin çocukluk döneminde tatması gereken bir ihtiyaçtır ve çocuğunuzda ilk kurmanız gereken temeldir. 

 

Ebeveynler Neler Yapabilir?

        Büyük bir özveriyle yetiştiğiniz ‘aman ayağı taşa değmesin’ dediğiniz çocuklarınız büyüdüğünde kendisine yetebilen, özgüvenli, zihinsel ve duygusal açıdan sağlıklı bireyler olmasını hayal ediyorsunuzdur. Bunun için ilk yapacağınız şey zaten ilk andan itibaren ona karşı var olan büyük gücünüz: Sevginiz.

  • İlk adım olarak sevginizi çocuğunuza hissettirin. Sevginizle tehdit etmeyin, böyle yaparsan seni artık sevmem gibi cümleler kullanmayın. Sizin sevginizin bir koşula bağlanmadığını ona hissettirin. 
  • Sözcüklerinizin yanı sıra yüz ifadenizle de çocuğunuzla iletişim kurun. Onunla iletişim halindeyken endişeli, gergin ya da kaşlar çatık gibi dinlemek yerine sakin ve uyumlu bir yüz ifadesi kullanın. Sevgi dolu göz teması kurun. Bunlar çocuğunuzu tehdit altında ya da gergin hissettirmeyecektir. 
  • Ses tonunuzdaki gerginliği çok küçük yaşta bile olsa anlayacaktır. Anlayışlı ve sakin bir ses tonu güvende olduğunu hissettirir. 
  • Onu bırakıp evden çıkmanız gerektiğinde görünmeden kaçmak yerine, ona çıkmanız gerektiğini ama geri döneceğiniz açıklayıp çıkın. Görünmeden çıkmanız ve onun sizin yokluğunuzu sonradan fark etmesi terk edilmiş hissettirecektir. Bu da güvenli bir bağlanmanın oluşumunu zorlaştırır. 
  • Çocuğunuzun yaptığı davranışları anlamaya çalışın. Ağladığında ya da çığlık attığından ‘Yapma, kes şunu ’ gibi söylemler yerine onu anlamaya çalıştığınızı yüzünüzle, ses tonunuzla, mimiklerinizle ifade edin. Duygusal desteğinizi ondan esirgemeyin. 
  • İlişkinizi kuvvetlendirecek oyunlar oynayın. Saklambaç, ce ee gibi oyunlar sizin orada olduğunuzu daha çok hissettirecektir.
  • Gülüşlerine katılın. Birlikte bol kahkahalarınız ve gülüşleriniz olsun  




 

Referanslar

Balbernie, R. (2013). The importance of secure attachment for infant mental health. Journal of Health Visiting, 4(1) .

Kesebir, S., Kavzoğlu, S., & Üstündağ, M. (2011). Bağlanma ve Psikopatoloji. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, DergiPark 321-342.

Nakash-Eisikovits, O., Dutra, L., & Westen, D. (2002). Relationship between attachment patterns and personality pathology in adolescents. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 41(9):1111-23.



 

Psikolog Ayşin İnkaya