Kanser Hastalarında Görülen Bazı Psikiyatrik Rahatsızlıklar
Per, 10/20/2022 - 12:50 tarihinde admin tarafından gönderildi

Kanser Hastalarında Görülen Bazı Psikiyatrik Rahatsızlıklar

Kanser bedensel bir sorun olduğu kadar kişinin ruhsal ve psiko-sosyal süreçlerini de etkiler.

En sık rastlanan meme kanserinde, hastaların 50% sinin ruhsal problemler yaşadığı görülmektedir. 

Depresyon

  • Kanser hastaları genel nüfusa oranla kalıcı depresif belirtiler ve bozukluklarda yüksek risk taşır.
  • Hastalarda yaşam kalitesinde azalma, yorgunluk, tedavi planına uyumsuzluk oranlarının daha yüksek olduğu ve kötü uyku hali görülür.
  • Kanser hastalarında %20-25 oran ile en sık görülen bozukluklardan biri de depresyondur. Radyoterapi alan hastalarda bu oranın %80’e çıktığı görülebilmektedir.
  • Kanser tanısı almış olmanın getirdiği duygu durumunun yanı sıra, başkalarının bakımına muhtaç olma, beden görünüşünün bozulacağı düşüncesi, şiddetli ağrılar gibi etkenler de depresyonun gelişmesinde rol oynar.
  • Kanser tanısına eşlik eden depresyon, tedavi sürecinde bağışıklık sistemini zayıflatarak kanserin ilerlemesine neden olabilmekte ve kanserli hastalarda görülen ağrı yakınmalarının şiddet ve sıklığını artırmaktadır.
  • Depresyon tanılı hastalarda, yaşam kalitesinde azalma, yorgunluk, öfke, tedavi planına uymakta güçlük çekme ve hayata karşı ilgi kaybı gibi belirtilerin daha yüksek olduğu görülmektedir.
  •  

Anksiyete Bozuklukları

  • Anksiyete bozuklukları, yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, obsesif- kompulsif bozukluk, sosyal anksiyete bozukluğu, özgül fobiler (örneğin, iğne ya da kan gibi) ve travma sonrası stres bozukluğunu içerir.
  • Kanser teşhisinden sonra kaygı yaşamak normal bir tepkidir.
  • Tanı ilk öğrenildiğinde hastanın hayatını tehdit altında hissetmesi ve bazı bedensel reaksiyonlar göstermesi beklenebilir; bunlar terleme, nefes darlığı, baş dönmesi ve taşikardi şeklindedir.
  • Meme kanseri gibi birçok kanser tanısı ailede yatkınlıklar taşıyabileceği için hem kişide hem de ailesinde kaygı uyandırabilir.
  • Bu kaygılar kişinin günlük hayata devam etmesini zorlaştırıp, işini ve ilişkilerini etkilemeye başladığında profesyonel bir yardım alınması önerilebilinir.

Uyum Bozukluğu

  • Uyum bozukluğu, tanımlanabilir bir strese (örneğin, kanser tanısı) karşı bir tepkidir. Kişiler kanser tanısı aldığında uyum bozuklukları gösterebilir.
  • Major depresyon veya yaygın anksiyete bozukluğu gibi ‘tanı konulabilir duygusal bozukluktan’ daha az şiddetli fakat beklenenden fazladır.
  • Sosyal ve mesleki işlevsellikte bozulmaya yol açar ve psikiyatrik sınıflandırmada önemli bir yere sahiptir.
  • Uyum bozukluğu tanısı alan birçok intihar düşüncesi veya intihar davranışı olan hastanın hastanede kalış süresinin daha uzun olduğu görülmüştür.
  • Kanser hastalarında uyum bozukluğunun erken fark edilip tedavinin en kısa sürede başlanması önemlidir.

Uykusuzluk

  • Uykusuzluk en sık görülen uyku bozukluğudur.
  • Tıbbi bir durum ile ilgili olduğu için sekonder ya da tıbbi duruma eşlik eden uykusuzluk olarak sınıflandırılabilir.
  • Uykusuzluk belirtilerine en fazla neden olan faktörler aşırı yorgunluk, kanser tanısı, ağrı, hastalıkla ilgili düşünceler ve kaygılardır.
  • Kanser hastalarında uyku bozukluğu yaygınlığı % 50 olarak bildirimiştir. Kadınlarda bu oran erkeklere göre daha yüksek olmakta ve meme kanseri tanısı almış hastalarda uyku bozukluklarına daha sık rastlanmaktadır.
  • Uykuya dalamama, gece uyanma sabahları dinlenmemiş uyanma ya da çok uyuma biçiminde kendini gösterebilir.
  • Uykusuzluk, kanser tanısına verilen normal ve geçici bir reaksiyon olabileceği gibi, kişinin yaşamsal fonksiyonlarını etkileyerek, tedavi gerektirecek bir bozukluk olarak da görülebilir.
  • Kansere bağlı yorgunluk, kanser tanısı, kanserin tipi ve evresi, tedavinin yan etkileri, şiddetli ağrılar, hastalıkla ilgili düşünceler ve kaygılar uyku bozukluklarına neden olan faktörlerdendir.

 

Kanser ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu

  • Kişinin hayat, beden bütünlüğünü tehlikeye sokan olaylar travmatik olarak tanımlanmaktadır. Kanser de yaşamı tehdit eden ve bireyi çaresiz, korkulu hissettiren bir durum olarak tanımlanır. Bu nedenle de travmatik olarak yorumlanabilir. Ayrıca bazı araştırmalar kemoterapi alan hastalarda daha çok travma sonrası stres bozuklu belirtileri gözlemlendiğini bulmuştur (Tokgöz, 2008). Kemoterapinin travmayı hatırlatıcı bir etkisi olduğundan, travma sonrası stres bozukluğunun şiddetinin artmasına ve bu sorunların sürmesine sebep olabilir. Bu nedenle kemoterapi gören hastalarda travmatik strese yönelik müdahalelerin önemi vurgulanmaktadır.
  • Kanser hastalarında TSSB görülme oranı %19 olarak belirtilmiştir.
  • Kanser hastalarında görülen TSSB belirtileri şu şekilde sıralanabilir: tanının ilk konduğu anı yeniden yaşıyormuş gibi hissetme, tanıyla ilgili durumlarla karşılaştığında fiziksel rahatsızlık hissetme, tanı sonrası dönemin bir bölümünü hatırlayamama.

 

 

Yağmur Ercan, Stajyer Psikolog

                                                                                        Ceren Gündüz, Psikolog

                                                                                                 Sevgi Mestci, Klinik Psikolog

 

Kaynakça

Erdoğan, H. (2015). Kanser hastalarında algılanan sosyal desteğin travma sonrası stres bozukluğu depresyon anksiyete ve stres ile olan ilişkisi (Yüksek Lisans Tezi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi).

Güleç, G. ve Büyükkınacı A. (2011). Kanser ve psikiyatrik bozukluklar. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 3(2), 343-367.

Okyavuz, U. H. (2003). Ölümcül hastalik tanisi almak: Bir yaşam krizi kötü haber verilmeli mi?. Kriz dergisi11(3), 29-35.

Tokgöz, G., Yaluğ, İ., Özdemir, S., Yazıcı, A., Uygun, K. ve Aker, T. (2008). Kanser Hastalarında Majör Depresyon Yaygınlığı ve İlişkili Etkenler, Anadolu Psikiyatri Dergisi, 9, 59-66.

Şahin, H., Kocamaz, D., ve Yıldırım, M. (2020). Kanser sürecinde psikolojik sorunlar ve psiko-onkoloji. Zeugma Journal of Health Research2(3), 136-141.