kaygılı bağlanma
Ct, 11/13/2021 - 11:57 tarihinde admin tarafından gönderildi

İlk olarak Mary Ainsworth ve arkadaşları tarafından tanımlanan bağlanma türleri üçe ayrılır: güvenli bağlanma, kaygılı-kararsız bağlanma, ve kaçıngan bağlanma. Bu yazıda kaygılı bağlanmadan bahsedeceğiz. 

Psikolojik gelişimde, erken çocukluk döneminin önemli bir yeri vardır. Bu nedenle ebeveyn-çocuk arasındaki bağlanmanın bu dönemde gelişmesi önemlidir (Crockenberg ve arkadaşları, 1993). Bebekliğinden başlayarak, ona bakım veren kişiyle ilişkisindeki ihtiyaçları ve stres belirtileri tutarsız olarak karşılanan kişilerin kaygılı bağlanma olasılıkları yüksektir (Main,1990).  Yapılan çalışmalar, kaygılı bağlanan çocukların bakım verenlerinin tutarsız davrandığını, örneğin zaman zaman duygusal olarak erişilebilirken zaman zaman soğuk ve eleştirel olabildiklerini, çocuğu kabul ve çocuğa ilgi düzeylerinin düşük olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak bazı çalışmalar, bazı çocukların genetik olarak kaygılı bağlanmaya yatkın olabildiğini de söylemektedir. Bu yüzden kaygılı bağlanmanın tek sebebinin ebeveyn tutumu olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. 

Yapılan deneylerde, kaygılı bağlanan çocukların ebeveynleri yanlarından ayrıldığında huzursuz oldukları ve bu huzursuzluğun ebeveynleri yanlarına geldiğinde dahi geçmediği görülmüştür. Bu durum, kaygılı bağlanan çocuklar güvenli bağlanan çocuklara göre ebeveynlerine daha uzun süre kızgın kaldıkları ve sakinleşemedikleri için, ebeveyn-çocuk ilişkisini etkilemektedir. Kaygılı bağlanmanın, ebeveyn-çocuk ilişkisini etkilediği kadar çocuğun sosyal ilişkilerini de etkilediği gözlemlenmiştir. Kaygılı bağlanan çocuklar, yaşadıkları huzursuzluk ve güvensizlik sebebiyle çevresini keşfetmek konusunda daha çekingen ve ilgisiz olabilir, stresli durumlarla baş etmekte zorlanabilir, sosyal becerileri güvenli bağlanan arkadaşlarına göre daha zayıf olabilir ve okula uyum konusunda zorlanabilirler. Ayrıca karşılarındaki kişiyi kaybetme korkusu yaşadıkları için, hızlıca yakınlık kurarak, o insanı yeterince tanımadan ilişki kurmaya çalışabilirler. Literatüre bakarak söylenebilir ki, çocuğun ihtiyaçlarına cevap verildiği, zorlandığı anlarda ona destek olacak birileri olduğunu hissedebildiği ilişkilerde güvenli bağlanma ihtimali daha yüksek olacaktır.

Yazıyı ebeveynlerden çok sık duyulan ve kafa karıştıran bir soruyla bitirmek istiyorum: “E güvenli bağlansın diye her istediğini yapacak mıyız biz bu çocuğun?” Bu soruya cevap olarak “Çocuğun ihtiyaçlarına cevap vermek, çocuğun her istediğini yapmak anlamına gelmek zorunda değildir.” demek istiyorum. Örneğin, istediği oyuncak alınmadığı için ağlayan çocuğun ihtiyacının oyuncak alınınca değil, ebeveyni ona “İstediğin oyuncağı alamadığımız için üzgün olmanı anlıyorum. Ağlamanda bir sorun yok, ben yanındayım.” gibi şefkat ve kabul içeren bir tavırla yaklaştığında karşılanma olasılığı çok daha yüksek olacaktır. Herkes gibi çocuğunuzun da hayatta zorlandığı, işlerin istediği gibi gitmediği anlar olacaktır. Önemli olan bunlarla baş edebileceğine ve ona destek olacak birileri olacağına dair inancı olmasıdır.

Son olarak, her çocuk ve ebeveyn biriciktir. Günümüzde internet ile artan bilgi paylaşımı, ebeveynleri yanlış yönlendirebilmekte ve ebeveynler kendilerini davranışları yüzünden suçlu ve yetersiz hissedebilmektedir.  Bu sebeple, çocuğunuzun bağlanma stiliyle ilgili bir kaygı duyuyor ve neler yapabileceğinizi öğrenmek istiyorsanız, kendinizi yargılamadan önce lütfen bir uzmana danışın. 

 

Sevgiler,

Psk. İyem Çiftci

İletişim: [email protected]

 

Kaynakça

Ainsworth, M. D., Blehar, M., Waters, E., & Wall, S. (1978). Patterns of attachment: A psychological study of the strange situation. Psychology Press and Routledge Classic Editions.

Keser, C. Ç. (2006). Annenin bağlanma düzeyi ve çocuk yetiştirme sürecinin çocuğun bağlanma düzeyine etkisi (Master’s thesis, Uludağ Üniversitesi).

Martin, S. (2017, 10 Nisan). Bağlanma stili nedir ve neden önemlidir? https://www.dbe.com.tr/tr/yetiskin-ve-aile/11/baglanma-stili-nedir-ve-neden-onemlidir/

Sümer, N., Şendağ, M. A. (2009). Orta Çocukluk Döneminde Ebeveynlere Bağlanma, Benlik Algısı ve Kaygı. Türk Psikoloji Dergisi, 24(63).

Main, M. (1990). Cross-cultural studies of attachment organization: Recent studies, changing methodologies, and the concept of conditional strategies. Human Development, 33, 48-61

Keskin, G., & Olcay, Ç. A. M. (2009). Bağlanma süreci: Ruh sağlığı açısından literatürün gözden geçirilmesi. Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi, 23(2), 145-158.

Crockenberg S, Lyons-Ruth K, Dickstein S (1993). The family context of infant mental health: II. Infant development in multiple family relationships. Handbook of ınfant mental health, CH Zeanah (Ed), New York Guilford Press, s. 38-55.

Metin Orta, İ., Sümer, N. (2016). Anne duyarlığı ve erken dönem bağlanma-temelli ebeveynlik destek ve müdahale programları. Türk Psikoloji Yazıları, 19(38), 54-76.

Wallis, M. (2018). Two children sitting on the ground with dried leaves [Fotoğraf]. https://unsplash.com/photos/MTeZ5FmCGCU/info