ETİŞKİNLERDE BAĞLANMA TÜRLERİ
Çar, 10/13/2021 - 14:30 tarihinde admin tarafından gönderildi

Bağlanma

Evrimsel olarak insanlığa avantaj sağlayan yakınlık kurma ihtiyacı sonucu ortaya çıkan bağlanma, henüz anne karnında başlayarak yaşam boyu devam eden ve etkilerini hayatımızın her alanında hissettiğimiz bir süreçtir.

Bağlanma stilimiz, bebekliğimiz boyunca bize birincil bakım veren ebeveynimiz (genelde anne olsa da, bazı durumlarda anneanne, hala ya da baba gibi diğer aile üyeleri de olabilir) ile şekillenmeye başlar. 

Bebeğin annesi ile olan ilişkisi ve aralarındaki bağ, ilerideki yaşamın ve dış dünyanın, makul bir temsili olarak kabul edilerek, bebeğin zihninde hayatın ve yaşamın kendisine dair çıkarımlar yapılmaya çoktan başlanır.

Bebek süreç içerisinde fiziksel gelişiminin yanı sıra, psikolojik olarak da annesinden beslenerek dış dünyaya karşı henüz daha deneyimlemeden bir tür bakış açısı oluşturmaya başlamıştır. 

 

Bağlanma Türleri

Henüz daha yeni doğmuş ve hiçbir ihtiyacını karşılayamayan bir bebeğin dünyası, hayatta kalabilmek için sığınabileceği tek yer olan annesi tarafından karşılanır. Bu sürede bebeğin benliği dışındaki tüm dış dünya sadece anneden ibarettir.

 

Bu sırada bebek 3 tür temel bağlanma gerçekleştirir:

Güvenli bağlanma

Bebeklikten başlayarak tüm ihtiyaçları karşılanmış ve güvende olduğunu hisseden bir çocuğun dış dünya temsili ve ilişkileri de temelde güven üzerine kurulur.

Duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını karşılamak için kendini ifade etmekten çekinmez ve temelde ilişkilerinde yakınlık kurmaktan çekinmez.

 

Kaygılı/kararsız bağlanma

İhtiyaçları istikrarlı ve tam olarak karşılanamayan çocuklar ise kendilerini tam olarak güvende hissedemediklerinden dolayı, dış dünyaya karşı daha güvensiz bir bakış açısı geliştirirler.

Yetişkinlerinde de kaygı ve emin olamama duygusuna hakim olabilirler. Genelde sevilmedikleri ve sevilmeye layık olmadıkları bir bakış açısı geliştirdikleri için yakın ilişkiler kurma noktasında daha isteksiz ve endişeli olabilirler.



 

Kaçıngan bağlanma

İhtiyaçları pek de çok karşılanmayan ve ailesi ile sıcak bir ilişki kuramayan çocuklar ise, soğuk ve samimiyetten uzak ve bağlılıktan kaçan bir dünya görüşünü benimser.

İlişki kurmak, sürdürmek ve yakınlaşmak oldukça bunaltıcı, yoğun hisler ve duygular yaşamak ise oldukça korkutucudur.

 

Yetişkinlikte Bağlanmanın Etkileri

Çocuklukta benimsenen ve ilerideki ilişkilerin bir prototipini oluşturan bağlanma türümüzü bir gözlük olarak düşünebilir. Artık dünyanı, dışarıdaki yaşamı, ilişkilerimizi ve hatta kendimizi henüz daha bebeklikte taktığımız bu bağlanma gözlüğünün arkasından deneyimleriz.

Güvenli bağlanan bir yetişkinin, partneri ile deneyimlediği ve güven üzerine kurduğu ilişkinin huzuru ile kaygılı bağlanan bir yetişkinin kendisine ve partnerine karşı olan güvensizliğinin tohumları, henüz daha anne karnında atılabilir.

Her ne kadar anneye olan ihtiyacımızı geride bıraksak ve kendi ayaklarımız üzerinde durmaya başlasak da işimiz, ilişkilerimiz ve diğer pek çok konuda, zihnimizde başka bir dünya temsili olmadığı için sürekli olarak aynı yoldan yürürüz.

Böylelik bağlanma türümüz artık konfor alanımızda dönüşür ve kendi kendisini besleyen, içinden çıkamadığımız bir paradoks yaratır.

İçinde bulunduğunuz bu döngüyü fark etmek, kırmak, kendinizi ve hatta ilişkinizi iyileştirerek daha iyi bir yaşama kapı aralamak için konu ile ilgili daha fazla bilgi edinebilir ve bir uzmandan yardım alabilirsiniz.

 

Samet Ahmet Makinacı

Stajyer Psikolog

[email protected]

 

KAYNAK

Bağlanma, Evlilik ve Aile psikolojisi- Uzm. Psk Tarık Solmuş

Bağlanma- Amır levine, Racher Heller