Tik Bozukluğu Nedir?
Per, 04/04/2019 - 13:13 tarihinde admin tarafından gönderildi

Bu durum istemsiz, belirli bir tarzda,hızlı ve tekrarlayıcı hareket ya da ses çıkarma durumudur. Süresi genellikle 1 saniyeyi geçmemektedir. Bu duruma direnç gösterilemez gibi hissedilir. Tik davranışının vücutta görülen yeri ( kaş, göz, omuzda oluşması gibi) , sıklığı ve zorlayıcılığı, çeşitli zamanlarda değişebildiği gibi, topluluk içinde olma ya da tek başına bulunmaya göre değişebilmektedir. Tikler tek bir bölgede veya birden fazla bölgede ya da organda hissedilebilir. Tik davranışının yapılması ile birlikte geçici bir rahatlama elde edilir.

MOTOR TİK BOZUKLUĞU

Motor tik bozukluğu işlev açısından birbiri ile zıt etkili kasların aynı anda birlikte kasılması ile oluşmaktadır. Anlık yalın hareketlerden (göz kırpma) daha karmaşık, görünüşte amaçlı davranışlara (ayıp el işaretleri gibi) kadar bir değişkelik gösterir.
Motor tik bozuklukları kendi içinde ikiye ayrılır;

–Basit Motor Tikler

Bazı kas gruplarının hızlı, belli bir anlam içermeyen ve tekrarlayıcı bir şekilde kasılması durumudur. En çok sırasıyla gözde, kafa genelinde, omuz, ağız ve el bölgesinde görülmektedir

–Karmaşık Motor Tikler

Basit şekle göre daha yavaş, daha amaçlı gibi görünen ve daha çok kas grubunu içine alan tiklerdir. En çok kendi vücuduna veya başkasına dokunma ya da vurma, zıplama, kendi ellerini ya da nesneleri koklama şeklindedir.

VOKAL TİK BOZUKLUĞU

Boğaz temizlemeden anlamlı sözcüklere kadar bir değişkenlik gösterir.Vokal tik bozuklukları ikiye ayrılır; –Basit Vokal Tikler: Hece şeklinde olmayan sesler çıkartmaktır. Boğazını ısrarla temizleme, burun çekme, öksürme, bağırma, havlar gibi ses çıkarma bunlara örnektir. –Karmaşık vokal tikler: Daha anlaşılabilir, hecelere dayanan sözcükler, cümleleri tekrarlamak şeklindedir.

A. TOURETTE BOZUKLUĞU

Tourette sendromu birden fazla motor tik ve en az bir vokal tik’in bir arada bulunması, 12 aydan daha uzun sürmesi, artış ve azalmalar göstermesi ve 21 yaştan önce başlamasıdır.

AİLELERE ÖNERİLER

Çocukların yaşadıkları bu durumu istemli olarak yapmadıkları göz önünde bulundurulmalı, çocuklar tikleri nedeniyle eleştirilmemeli, suçlayıcı olunmamalı. Bu durum için bir uzmana başvurulmalı. Uygulanabilecek ilaç tedavilerinde çocuğun ilacının devamlılığı önemlidir, bu konuda ailelere sorumluluklar düşmektedir.
Tikleri olan çocuk yaşadığı sıkıntıları anlayabilmenizi ister ve onun yanında olduğunuzu ona hissettirmek ve çocuğunuzla bu konuda konuşmak, onları anladığınızı en iyi gösterme şekli olabilir. Çocuk 3- 4 yaşına kadar bu davranışı devam ettiriyorsa anne baba tarafından görmezlikten gelinebilir. Ancak ilerleyen yaşla davranış ısrarlı bir şekilde devam ediyorsa, alışkanlık haline gelmeden kurtulmasına çaba harcanmalıdır. Çünkü müdahale ne kadar gecikirse davranış o kadar yerleşir.

Çocuğu yeteneklerinin üstünde zorlamaktan, başkalarıyla kıyaslamaktan ve sürekli eleştirmekten kaçınılmalıdır. Çocuğu sürekli ikaz edip bu tiki yapmaktan vazgeçmesini istemek onu duygusal ve fiziksel yük altına sokmakta, bu da çocukta tiklerin devam etmesine ya da yeni tikler oluşmasına yol açabilmektedir. Ailedeki tüm bireylerin bu davranışı ön plana çıkartarak rahatsız olduklarını sık sık hissettirmeleri, tike bağlı kaygıyı arttırarak davranışı sıklaştırabilir.
Ev ortamındaki çatışma ve gerginlikleri mümkün olduğu kadar azaltarak, çocuğun kendini güvende hissetmesi sağlanmalıdır.
Tiklerin ne olduğu anne baba tarafından tam olarak öğrenilmeli ve çocuğunda öğrenmesine yardımcı olunmalıdır. Çocuk ne kadar bilgili olursa tikleriyle o kadar kolay başa çıkabilir.

Çocuğun arkadaş ilişkilerinde zorlanmasına neden olan sosyal beceri eksikliklerinin giderilmesi için çok küçük yaşlardan itibaren farklı sosyal çevrelere sokulması önem taşımaktadır (örn; alışverişe götürmek, yaşıtlarıyla bir arada bulunmasına, sokakta oyun oynamasına izin vermek, anaokuluna göndermek). Çocuklar bütün gün okulda tiklerini bastırmak için çaba harcayıp yorgun düşerler. Ayrıca tikleri bastırmak tik dürtüsünü artırır ve çocuk eve geldiğinde bu dürtüyü kontrol edemeyeceği bir hale gelmiş olabilir. Bu durum aynı zamanda evin okula oranla daha güvenli bir ortam olduğu ve çocuğun bu davranışı saklama gereği duymadığı anlamına gelebilir. Evde artan tiklerin bir itaatsizlik olmadığı bilinmeli ve çocuk bu yüzden cezalandırılmamalıdır. Çocuklar alay edilmeye karşı korumalıdırlar. Alaylar eğitim veya doğrudan müdahale ile engellenebilir. Çalışmalar tikler hakkında bilgilendirilen çocuklardan bazılarının alay etmeyi kestiklerini hatta başkalarının alay etmesini engellediklerini göstermektedir.

Çocukta dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile öğrenme güçlüğü olup olmadığı konusunda inceleme yapılmalıdır. Çünkü dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, Tourette bozukluğu olan erkek çocukların %40’ında, başka tik bozukluğu olanların %25’inde görülmektedir. Öğrenme güçlüğü ise bu çocuklarda daha sık görülür. Çocuğun öğretmeniyle iletişimde bulunarak onun okuldaki başarısı hakkında bilgi alınmalıdır. Öğrenme güçlüğü veya dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna dair işaretler varsa gerekli önlemler alınmalıdır.