ÇOCUKLARDA SOSYAL FOBİ
Pt, 05/17/2021 - 12:03 tarihinde admin tarafından gönderildi

 

ÇOCUKLARDA SOSYAL FOBİ

Çocuklarda sosyal fobi, toplum içinde bulunmaktan kaçınma ve bulunulduğunda da bir takım fiziksel rahatsızlıklarla kendini gösteren bir rahatsızlık türüdür. Görülen fiziksel rahatsızlıklar, örneğin ellerin terlemesi ve titremesi, mide bulantısı, kalp çarpıntısı gibi, sosyal fobiyi, çekingenlikten ayıran özellikler olarak görülebilir.

Çoğu aile sosyal fobinin bir rahatsızlık olduğunu bilmemektedir, bu yüzden de çocuğunun çekingen olduğuna yahut istemediği için iletişim kurmadığına inanır, aslında sosyal fobi erken teşhis ve tedaviyle önüne geçilebilecek bir rahatsızlıktır ve çocuklar tedaviyle birlikte sosyal ortamlara girmeye başlayabilirler.

Bu rahatsızlık öncelikle eve gelen yabancılara yanaşmama, kendini rahatsız hissetme ve onlardan uzak durma olarak görülürken, kişinin okula başlamasıyla birlikte, sınıfta kendini kötü hissetmeye başlar, parmak kaldıramaz, çok iyi çalıştığı bir konu olsa bile sınıfın önüne çıkıp anlatamaz. Bu noktada öğretmenlere büyük görevler düşmektedir, çocukların sorumluluk alabilecekleri küçük oyunlar yaratabilirler ya da kendilerini güvende hissedecekleri ve kaçma davranışını göstermeyecekleri, alaydan uzak, sağlıklı ortamlar.

Tedavinin olmaması ya da gerek ailenin gerek de çevrenin kişiye olan yanlış tutumları, ileriki yaşlarda meslek seçimi yahut sosyal hayatı olumsuz yönde etkilemektedir, sosyal fobisi olan kişi, bir mağazaya girip alışveriş yapmakta, gideceği herhangi bir yeri sormakta hatta binecekleri dolmuşu durdurmakta zorluk çekerler.   

Çocuklarda sosyal fobinin tedavisinde ailelere de bazı görevler düşmektedir. Öncelikle çocuklarına iyi birer model olmaları ve çocuklarıyla doğru iletişim sağlamaları gerekmektedir. Sosyal ilişkilerinde konuşmayı ilk olarak ailenin başlatması,iletişim becerilerini öğretmek açısından faydalı olabilir.  Ebeveynler çocuklarının başkalarıyla iletişim kurma teşebbüslerini teşvik etmeli ve bu tarz girişimlerini ödüllendirmeliler. Ödül sistemiyle davranışın kalıcılığını arttırmış olurlar.